
Kaynak Hakkı Nedir? 2022 Yeni Bilgilendirici Yazımız
Kaynak Hakkı Nedir? Alfa Anadolu değerleme uzmanımız konuyu sizin için anlatıyor. Kaynak hakkı nedir? Konuyu detaylarıyla öğrenebilir ve kafanıza takılan her soruyu bize sorabilirsiniz. Kaynak hakkı nedir konusu Değerleme uzmanlığının önemli konularından biridir.
Gayrimenkul değerleme firmaları
Kaynak Hakkı Nedir?
Kaynak hakkı nedir? Konuyu Değerleme uzmanımızın blog yazısından okuyalım.
Kaynak hakkının içeriği, bir kaynaktan herhangi bir şekilde yararlanmaktır. Bu yararlanma, geniş anlamda kaynak irtifakı ve kaynak hakkı (TMK m.837) olarak ikiye ayrılır. Bu anlamda kaynak irtifakı, bir kaynaktan herhangi bir biçimde yararlanma veya onu kullanma yetkilerini içerir.
Diğer bir deyişle geniş anlamda kaynak irtifakı, yüklü taşınmaz malikine kaynak üzerindeki mülkiyet hakkından doğan yetkilerden bazılarını kullanmaktan kaçınma ve bunların hak sahibi tarafından kullanılmasına katlanma ödevini yükler. Geniş anlamda kaynak irtifakına şu örnekler verilebilir:
Malikin kaynak sularını tutmaktan, kaynak etrafında kazı yapmaktan, kaynağın suyunu kendi şahsi ihtiyaçlarından başka işlerde kullanmaktan kaçınması veya hak sahibinin kaynakla ilgili olarak kendi arazisinde kazılarda bulunmasına, hayvanlarını sulamasına ve kaynağından su almasına katlanması biçimlerinden biri (Akipek ve Akıntürk, 2009:715).
Bütün bu irtifakların gerek eşyaya bağlı irtifak (TMK m. 779), gerekse kişisel irtifak (TMK m. 838) şeklinde kurulmasına bir engel yoktur. Ancak, bunların hiçbiri TMK m. 837’de muhtevası belirtilen teknik anlamda kaynak hakkı değildir. Bu nedenle, kaynak üzerindeki mülkiyetten doğan suyun alınması ve başka araziye akıtılması yetkisi dışındaki bir yetkinin tahsisi ile kurulacak bir irtifak kaynak hakkı değildir. Bu bağlamda, örneğin kaynaktan bir sürünün hayvanlarının sulanması, kaynak hakkı değildir. Kaynak irtifakı, eşyaya bağlı ise TMK m. 779’a, kişisel ise TMK m. 838’e tabidir (Oğuzman vd., 2012:700).
Kaynak hakkı, içeriği kanun tarafından özel olarak düzenlenmiş bulunan bir kaynak irtifakıdır. Kaynak hakkı, hak sahibine başkasının arazisinde bulunan kaynaktan su almak ve suyu akıtmak yetkilerini verir (TMK m.837). Sadece içeriği bu şekilde düzenlenmiş bulunan bir kaynak irtifakı TMK m. 837 anlamında kaynak hakkı olarak kurulabilir (Akipek ve Akıntürk, 2009:715).
Kaynak hakkı, bir irtifak hakkı olup, sahibine bazı yetkiler tanır. Bu yetkiler iki tanedir. İlk olarak, kaynak hakkı, hak sahibine bir başkasının arazisindeki kaynağın sularını almak yetkisini tanır.
Hak sahibine tanınan ikinci yetki ise, aldığı bu suları kendi arazisine akıtmak yetkisidir. Bu yetkiler, Türk Medeni Kanunu’nun 837. maddesinde düzenlenmiştir, diğer bir deyişle kanun tarafından belirlenmiş yetkilerdir. Bu muhteva, kaynak hakkını, kaynaklarla ilgili olarak, bunların çıktıkları toprak üzerinde kurulması mümkün diğer irtifak haklarından ayırır.
Gerçekten, kaynak üzerinde malikin sahip olduğu diğer herhangi bir yetki de, eşyaya bağlı veya kişisel bir irtifak hakkının muhtevasını oluşturabilir. Medeni Kanun’da kaynak hakkına ilişkin yetkilerin kapsamı ve nasıl kullanılacağı hakkında özel hükümler yoktur. Bunun nedeni, Medeni Kanun’un kaynak hakkını çok kısa ve ayrıntısız olarak tek madde halinde 837. maddede düzenlemiş olması ve bu düzenlemenin de yetersiz olmasıdır (Akipek ve Akıntürk, 2009:717).
Kaynak hakkının, hukuki işlem yolu ile kurulması halinde, muhtevayı daha ayrıntılı olarak bu işlem tespit eder. Hukuki işlem çoğu halde bir irtifak sözleşmesi olacaktır. Taraflar, Medeni Kanun’da belirtilen kanuni kapsam çerçevesinde irtifak sözleşmesinde kaynak hakkını ve karşılıklı hak ve yükümlülüklerini daha ayrıntılı olarak düzenleyebilirler.
Burada düzenlenecek konular arasında iki konu önem taşımaktadır. Bunlar; kaynak suyunun ne kadar alınacağı konusu ve malikin kaynaktan birlikte yararlanma hakkının olup olmadığı hususudur. Eşyaya bağlı irtifak halinde, suyun sadece yetkili taşınmazın ihtiyaçları için kullanılacağı belirtilmişse, kaynak hakkı sahibi suyu başkalarına veremez.
Böyle bir hüküm sözleşmede yer almamışsa, kaynak hakkı yetkilisi su üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Ayrıca taraflar, suyun tutulması için gereken tesisler, akıtılması için kurulacak mecralar, bunların bakım ve onarımları konusunda da sözleşmeye hükümler koyabilirler. Öyleyse, kaynak hakkı sahibi, teknik esaslara göre kaynak sularını tutmak ve akıtmak için gerekli mecra gibi tesisleri yapmak yetkisine sahiptir. Kaynak hakkıyla ilgili olarak malikin ikinci derecede bir yapma borcu (TMK m.779) da, örneğin tesis ve mecraların bakımı gibi, kaynak hakkına bağlanabilir (Ünal ve Başpınar, 2012:32).
Kaynak hakkı, hak sahibine bu hakkına bağlı olarak taşınmaza girme, orada inşaat yapma ve mecra geçirme yetkilerini de verir. Diğer bir deyişle kaynak hakkı, yüklü taşınmaz malikine, kaynak hakkı sahibinin suyu alabilmesi için arazisine girmesine, suyun tutulması ve akıtılmasıyla ilgili tesisat yapmasına, arazisine mecra döşemesine katlanma ödevini yükler (Tekinay, 2011:26).
Bu yetkilerin dışında, kaynak hakkı sahibi kaynaktan aldığı veya akıttığı suların maliki de olur. Bütün bu yetkilerin nasıl kullanılacağı ve özellikle kaynaktan ne miktar su alınacağı veya akıtılacağı, malikin kaynaktan ve yapılan tesisattan yararlanıp yararlanamayacağı, bütün ayrıntılarıyla kaynak hakkının kurulmasına ilişkin sözleşmede gösterilir.
Yani kaynak hakkının içeriğinin kapsamı da TMK m. 787 ve sonraki hükümlere uygun olarak belirlenir. TMK m. 837’de düzenlenen kaynak hakkı, gerçi Medeni Kanun’umuzun sistemine göre, intifa hakkı ve diğer irtifak haklarının yer aldığı bir fasılda, yani kişisel irtifaklar kategorisine dahil olarak düzenlenmiştir. Ancak bu durum, kaynak hakkının mutlaka kişisel bir irtifak olarak kurulmasının zorunlu olduğu anlamına gelmez; aksine kaynak hakkı eşyaya bağlı bir irtifak hakkı olarak da kurulabilir.
Kaynak hakkı, kişisel irtifak hakkı olarak da kurulabilir. Bu durumda, aksi kararlaştırılmadıkça, kaynak irtifakı devredilebilir ve mirasçıya intikal eder. Bununla birlikte, tarafların yapacakları kaynak sözleşmesinde bunun aksini kararlaştırabilmeleri mümkündür. Burada durum üst hakkında olduğu gibidir. Eğer kaynak hakkı devredilemiyorsa, taşınmaza bağlı ya da TMK m. 838 anlamında kişiye bağlı irtifak türünde olur. Kaynak hakkı, bağımsız nitelikte ve en az otuz yıl için kurulmuşsa, hak sahibinin talebi üzerine, tapu kütüğünün bağımsız bir sahifesine taşınmaz eşya olarak kaydedilebilmektedir (Oğuzman vd., 2012:703).
İster eşyaya bağlı isterse kişisel irtifak niteliğinde olsun, Medeni Kanun’umuzun özel olarak düzenlediği teknik anlamdaki “kaynak hakkını”, kaynaklarla ilgili olarak bunların bulundukları toprak üzerinde kurulması mümkün diğer her türlü eşyaya bağlı veya kişisel irtifaklardan ayıran kıstas, Medeni Kanun’un teknik anlamdaki kaynak hakkına tanıdığı muhtevadır: bir başkasının arazisindeki kaynağın sularını almak ve bu suları kendi arazisine akıtmak yetkisi.
Bu muhtevaya sahip olmayan ve kaynak mülkiyetinden doğan başka bir yetkiyi konu olan irtifaklar, eşyaya bağlı bir irtifak ise, TMK m. 779’a, kişisel irtifak ise TMK m. 838 hükümlerine tabi olacaktır. Bu açıklama sonucunda, TMK m. 837 ile 838 arasındaki ilişki daha iyi belirmektedir. TMK m.837’de belirtilen muhtevada bir kaynak hakkı bu madde hükmüne tabi iken, bundan başka bir muhtevada ve kaynakla ilgili diğer bir kişisel irtifak TMK m. 838 hükmüne tabi olacaktır.
Kaynak hakkı konusunda TMK m. 837’nin getirdiği hükümler eşyaya bağlı irtifak haklarını düzenleyen hükümler karşısında özel hükümler niteliğindedir. Bu özel hükümlerin yetmediği oranda kaynak hakkının amaç ve kavramına aykırı düşmedikçe ve kanunda aksi belirtilmedikçe eşyaya bağlı irtifaka ait genel hükümler kıyas yoluyla uygulanacaktır. Bu durum, TMK m. 858/ III’ deki gibi açıkça ifade edilmemiştir, fakat kıyas yoluyla aynı sonuca varmak mümkündür (İmre, 2011:895).
Kaynak hakkının kazanılmasına ilişkin bir hüküm, Medeni Kanun’da yer almamaktadır. Bu nedenle, üst hakkında olduğu gibi, eşyaya bağlı irtifakların kazanılması hükümleri uyarınca [34], TMK m.780 f.2’deki atıf dolayısıyla taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasını düzenleyen hükümler, kıyasen kaynak hakkının kazanılmasında da geçerli olacaktır.
Hukuki işlem yoluyla kaynak hakkının kurulabilmesi için irtifak sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerekir (TMK m.781). TMK m. 780 f.2’deki atıf dolayısıyla, taşınmaz eşya mülkiyetinin kazanılması ve tescili konularındaki hükümler irtifak haklarına da uygulanacağı için ve ayrıca Tapu Kanunu’nun 26.maddesinde açıkça belirtildiği üzere, “resmi senetler tapu sicili muhafızları ve memurları tarafından tanzim edilir”. Kaynak hakkının kurulmasına ve kazanılmasına ilişkin diğer hukuki sebepler konusunda da genel hükümler uygulanır. Hukuki sebebi ölüme bağlı bir tasarruf teşkil ediyorsa, buna ait şekle uyulur (İmre, 2011:896).
Kaynak hakkının kurulması için prensip olarak tescil şarttır (TMK m.756, 780); ancak nisbi tescil prensibinin uygulandığı hallerde, tescilden önce de iktisap söz konusu olur. Bütün bu hallerde, genel hükümler uygulanacaktır.
Kaynak hakkı, eşyaya bağlı irtifak olarak kuruluyorsa çifte tescil prensibine göre hem yetkili hem yükümlü taşınmazın tapu kütüğündeki sayfasına tescil edilir. Kişisel irtifak olarak kurulan kaynak hakkı, hakim taşınmaz söz konusu olamayacağı için, sadece kaynağın çıktığı arza ait sahifeye tescil olunur. Bu hakta süreklilik ve bağımsızlık nitelikleri de bulunuyorsa, hak sahibinin talebi üzerine bağımsız bir taşınmaz olarak tapu kütüğünün ayrı bir sayfasına kaydolunur (TMK m.837).
Eşyaya bağlı ve kişisel kaynak haklarının kurulmasında, tescil için kaynak malikinin talepte bulunması (TMK m.1013) veya bu iradenin yerine geçecek belgenin (TMK m.1013; TSN m. 19) ibrazı gerekli ise de, bir kere kurulmuş olan sürekli ve bağımsız kaynak hakkının, sadece ayrı bir sayfaya kaydı için kaynak malikinin irade beyanında bulunmasına lüzum yoktur (İmre, 2011:897).
Kaynak hakkı nedir? Konuyu detaylı anlatımı için uzmanımıza teşekkür ederiz. Kaynak hakkı nedir, konusu ile ilgili her kafanıza takılan soruda bize ulaşabilirsiniz.
Yararlanabileceğiniz Bazı Kaynaklar: